4 Mayıs 2010 Salı

Gülsek mi, ağlasak mı bilemedik sakız falıma.
Kızsam mı, gülsem mi bilemedim test sorusuna.
Şu an midemdeki yumruk ne heyecan yumruğu, ne de hoşlanma kelebekleri.
bu yumruk, benim yaptığım bir hatayla ilgili.sinirlenince kendimi tanıyamamamdan,
karşımdakileri sanki yakınım diyilmiş gibi görmemden, çok kırıcı,
yaralıyıcı olmamdan kaynaklanan yumruk. sinirlendiğim zaman,
öyle çok isterdim ki kendimi durdurabilmeyi. etrafa ve sevdiklerime zarar
vermemeyi, susmayı.Öyle çok isterdim ki, en çokta susmayı. ağzım oynasa da
çıkan sözcükler havaya uçsa. öyle çok isterdim ki sinirliyken sessizliği.
ya da sinirim geçtikten sonra soğukkanlı olabilseydim, sonrasını düşünmeseydim.
korkularım olmasaydı. hiç bir şey olmamış gibi, aslında kendimde açtığım bu yarayı,
acıyı hissetmeseydim.ruhum çekip gitseydi bedenimden.Şu an sarılmak ve sevgiyi hissetmek bana
çok uzak.
küçük yazıyorum, çünkü yazarken parmaklarım, yazdıklarımı okurken gözlerim,
hissederken de canım acıyor.

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Bahar geldi bak.
Mayıs ayındayız inanamıyorum.
Mutlulukla hüzün arkadaş oldular gözlerimde.
Ben ağladıkça onlar sevişiyorlar.
İçimden bir his "bahar geldi hadi sevişsinler" diyor.
"ama ağlama" demeyi ihmal etmiyor.
Nasıl yapıcağımı bilmiyorum.
Akordion sesini seviyorum.
Bana Büyük Ada'yı ve mutlu geçen günlerimi hatırlatıyor.bana
doğum günümü hatırlatıyor.
bana o'nu, bana bir çok şey hatırlatıyor.
bahar, baharı hatırlatıyor bana.
deniz kenarındaki okulumu hatırlatıyor bana.
kulaklarımı tıkasam bu sese, ağlar mıyım acaba?

~

Selin says:
*bence büyük adaya gitmişler..güneş varmış tepede.
*ilk defa yağmur yağmıycağından eminlermiş
*ilk defa çok istediği anlarda çok istediği yanındaymış
*biri mırıldanırken diğeri sözleri söylemiş üstüne.

aytac says:
*mutluymuşta.
Mor,
minik minik
kadınları
mükemmel yapar.
Ama o sesli diyor ki;

"I'm not in love, this is not my heart,
i'm not gonna waste these words about a girl."

içinden ne dediğini hiç birimiz bilmiyoruz.
Hissediyoruz.
Yazamam.
Yasak.