22 Mart 2010 Pazartesi
21 Mart 2010 Pazar
çıplak vücutlar.
çarpışıyor.
ve acıtıyorlar.
bunu sevdiğimiz için yapmıyor muyuz?
birbirimize zarar veriyoruz.
mazoşist miyiz biri söylesin.
bir saniye boş diyil, bir saniye boş diyil.
uçuşuyor işaretler,
bazen tüğlerim diken diken oluyor.
çıplak vücuduma dokunuyormuşsun gibi.
acıtıyor ama bunu istiyoruz.
istiyorum.
istiyoruz.ikimiz!
çarpışıyor.
ve acıtıyorlar.
bunu sevdiğimiz için yapmıyor muyuz?
birbirimize zarar veriyoruz.
mazoşist miyiz biri söylesin.
bir saniye boş diyil, bir saniye boş diyil.
uçuşuyor işaretler,
bazen tüğlerim diken diken oluyor.
çıplak vücuduma dokunuyormuşsun gibi.
acıtıyor ama bunu istiyoruz.
istiyorum.
istiyoruz.ikimiz!
flyin' very high
dün angel'daydım.çok kötü şeyler yaptık.yapmamamız gereken.
aslında neden yapmamamız gerektiğini de bilmiyorum.galiba toplum tarafından
yadırganıyor diye böyle söylemek zorundaymış gibi hissettim.
sorun şu ki; hiç bir şey denemeden ölmek istemiyorum.
ne yani, dünyaya sadece nefes almak için mi geldim?hayır.
delice eğlendik.sürekli güldük.kafam da hala "yıldız tilbe - salya akıyo - parçalanıyo"
sözleri uçuşuyor.
ayrıca sanırım gerçekten kötü bir kız oluyorum hihihi.
ya da anlık şeyler, her neyse.
4'te uykumuz geldi yattık, hem de hiç konuşmadan!
19 Mart 2010 Cuma
kahverengi gözlerini seviyorum
yatakta uzanıyorduk.
kapalı perdesinin aralığından sızan güneş,
saçlarına vuruyordu.
saçlarının arasından gözleri gözüküyordu.
gözleri kapalıydı.
nefeslerimiz çarpışıyor, burunlarımız birbirine değiyordu.
bir süre ellerimizi izliyip,
sonra tekrar kapatıyordum gözlerimi..
Derken aynı anda açılıyordu gözlerimiz.
Güneş onun saçlarından benim gözlerime sıçrıyordu.
Gözlerim en sevdiği renk oluyordu..
ben de onun kahverengiliğinde kayboluyordum.
hafif gülümsemesi kusursuz suratında beliren,
gülümsememe neden oluyordu.
dokunuşlar..
kapalı perdesinin aralığından sızan güneş,
saçlarına vuruyordu.
saçlarının arasından gözleri gözüküyordu.
gözleri kapalıydı.
nefeslerimiz çarpışıyor, burunlarımız birbirine değiyordu.
bir süre ellerimizi izliyip,
sonra tekrar kapatıyordum gözlerimi..
Derken aynı anda açılıyordu gözlerimiz.
Güneş onun saçlarından benim gözlerime sıçrıyordu.
Gözlerim en sevdiği renk oluyordu..
ben de onun kahverengiliğinde kayboluyordum.
hafif gülümsemesi kusursuz suratında beliren,
gülümsememe neden oluyordu.
dokunuşlar..
18 Mart 2010 Perşembe
korkuyormuş.öyle söylediler.
neyden korkuyor bilemedim.
aslında biliyor gibiydim, ama doğruluk payını kestiremedim.
yalansa yalana inanmaktansa, düşündüğümü unutmayı tercih ettim.
işte böyle.
olgunlaşmışım.öyle söylediler.
ilk söyleyişlerinde aklıma geldi.
aslında hep aklımdaydı, ama zaten duysaydı bunu bilirdi.
bilmediğini düşünmektense, bildiğini düşünmek işime geldi.
işte böyle.
neyden korkuyor bilemedim.
aslında biliyor gibiydim, ama doğruluk payını kestiremedim.
yalansa yalana inanmaktansa, düşündüğümü unutmayı tercih ettim.
işte böyle.
olgunlaşmışım.öyle söylediler.
ilk söyleyişlerinde aklıma geldi.
aslında hep aklımdaydı, ama zaten duysaydı bunu bilirdi.
bilmediğini düşünmektense, bildiğini düşünmek işime geldi.
işte böyle.
15 Mart 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)