21 Aralık 2009 Pazartesi

Bişeyler, şeyler.

Ben, bişeyler hissetmeden bişeyler yaşayamam.
Bişeyler hissetmeden bişeyler söyleyemem.
Bişeyler hissetmeden bişeyler yapamam.
Aramızdaki fark.
Sence bu ufak bir fark mı?
Öyle büyük ki.
Neden göremiyosun?
Neden başka yerlerde başka şeyler arıyorsun?
Hatta görüyo musun, arıyo musun bunu bile bilmiyorum.
Neden konuşmuyosun ki?
Hoş, ben de konuşmuyorum.
Hislerimi belli etmemeye çalışıyorum da, yani anlamamak içinde aptal olmak lazım.
Çok zekisin, neden aptalca şeyler yapıyosun?
Yani ben aslında bunca zaman, şizofren bi şekilde bizim birbirimize ait olduğumuza inanmıştım.Hatta bi ara sen de öyle düşünüyosun falan sanmıştım.YANILMIŞIM.
Senin söylediğin her şeyden bi anlam çıkarmaya çalışırdım.
Bakışından, ne biliyim gülüşünden bile.
Ve ağlıyodum.Deli gibi alıyodum.Arkadaşlarım kızıyodu.Ve ben her kendimi toparlama kararı aldığım zaman, sanki sana olan hislerimi biliyomuşsun da özel olarak yapıyomuşsun gibi birden herhangi bi şekilde tekrar aklıma girmeyi başarıyosun.
Bu iğrenç kişiliğinin nesini seviyorum?
Gerçekten iğrenç bi insansın ama senin yanında öyle mutlu oluyorum ki.Yaptıkların iğrenç.
Davranışların iğrenç.Bana hissettirdiklerin de öyle.Bana düşündürdüklerin.Hatta şimdi bunları yazıyorum ama senle ilgili bu hislerimi anlatmaya deymiyceğini biliyorum.Değmezsin ama ben en azından bi şekilde konuşabiliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder